İslam’da İşçi ve İşveren Hakları

Başkasına ait bir işi veya hizmeti bir bedel karşılığında yapmayı üstlenen kimseye işçi denir. İşçi, emeğini kiraya verendir. Buna göre zanaatkâr, sanayici, usta, kalfa gibi serbest meslek sahipleri bu vasıflarıyla işçidirler; işlerini yaparken başkalarının emeğinden de istifade ediyor, yani işçi kullanıyorsa, bu vasıflarıyla da işverendirler. İşçi ve işverenin birbirlerine karşı birtakım hakları, görev ve sorumlulukları vardır.

İşveren işçinin dinine, rengine, ırkına, içerisinde bulunduğu sosyal gruba değil kabiliyet ve liyakatine önem vermelidir. Ayrıca çalışmaya başlamadan önce işveren işçiyi nasıl bir işte çalıştıracağını, işin süresini, vereceği ücreti de bildirerek karşılıklı mutabakata varmalıdır.

İşçi, sağlığını ve güvenliğini riske atmamalıdır.
İşçi, sağlığını ve güvenliğini riske atmamalıdır.

İşçiye, iş sözleşmesi sırasında kararlaştırılan ücret, geciktirilmeden verilmelidir. Bu konuda Hz. Muhammed (s.a.v.) “İşçiye ücretini alın teri kurumadan ödeyiniz.” buyurmuştur. Bir başka hadisinde “Üç kişi vardır ki, kıyamet günü beni karşılarında bulacaklardır…  (Bunlardan biri  de) işçinin ücretini vermeyendir.“ buyurması bu konunun ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır.

İşçinin işveren üzerinde maddi hakları yanında birtakım manevi hakları da vardır. Hiçbir iş, işçinin hayatından ve sağlığından önemli olamaz. Bu bakımdan çalışma şartları insanın şeref ve haysiyetine uygun bir biçimde düzenlenmelidir.

Günümüzde insanların yaralandığı ve öldüğü birçok iş kazası meydana gelmektedir. Bu iş kazalarının pek çoğuna iş güvenliği kurallarının ihlali ve tedbirsizlik neden olmaktadır. Bu tür durumlara düşmemek ve güvenli yaşamı temin etmek için işçi, iş sağlığı ve güvenliği konusunda verilen eğitimi almalı; hayatını riske atacak iş ve iş ortamlarından uzak durmalı; sağlık kontrollerini ihmal etmemelidir. İşveren de işçinin sosyal güvenliğini sağlamalı, işçinin emniyeti için gereken tedbirleri almalıdır.

Kişilerin sağlığı açısından güvenli iş ve ortamlarda çalışması dinin ve insan haklarının bir gereğidir. Ayrıca bu husus ailelerin ve toplumun huzuru için çok önemlidir. Çünkü iş kazaları ve meslek hastalıkları başta işçiler ve yakınları olmak üzere tüm toplumu olumsuz etkileyen sorunlardan biridir.

İşçinin de işverene karşı yerine getirmesi gereken bazı sorumlulukları vardır. İşçi gücü oranında elindeki işi en iyi şekilde yapmaya gayret etmeli ve dürüst davranmalıdır. Hz. Muhammed  (s.a.v.) “Mü’minler  işlerini  en  güzel  şekilde yaparlar”  buyurarak, işlerini  güzel, düzgün ve özenle yapmanın Müslümanların bir özelliği olduğuna işaret etmiştir.

İşçi, kendisine teslim edilen her türlü eşya ve malzemeyi emanet bilmeli ve onlara zarar vermemelidir. İşçi, mü’minlerin en önemli özelliklerinin emanete riayet etmek ve verilen sözleri yerine getirmek olduğunu unutmamalıdır.

İslam’da İşçi ve İşveren Hakları

Toplumların ekonomik olarak kalkınması ve güçlenmesi noktasında iş ahlakı, dürüst çalışmak ve düzgün iş yapmak çok önemlidir. Tüm  bunların yanında işçi sağlığı ve güvenliği  de dikkat edilmesi gereken konular arasındadır. Bunlar gözetildiğinde toplum refaha kavuşur, bireyler huzurlu ve mutlu olur.

İŞ VERENLER

✔İşçisinin beden ve ruh sağlığını önemsemeli,

✔Güvenli bir iş ortamı hazırlamalı,

✔İşçinin hakkını geciktirmeden vermelidir.

İŞÇİLER

✔İşini ciddiyetle ve özenle yerine getirmeli,

✔Sorumlu olduğu iş alanını kendine emanet olarak görmeli ve korumalı,

✔Kendine verilen sorumlulukları yerine getirmelidir.

Yorum yapın