İslam Felsefesinin Temel Özellikleri

İslamiyet öncesi dönemde Doğu’daki çeşitli merkezlerde (Antakya, Harran, İran ve İskenderiye gibi) açılan okullarda Antik Yunan felsefesine dair çeviriler yapılmıştır. Özellikle Yunan (Grekçe) dilinden Süryaniceye yapılan çeviriler, Doğu ile Batı arasındaki coğrafyayı Antik Yunan felsefesiyle tanıştırmıştır.

İslam medeniyetinin hızla yayılması çok farklı kültürlerin birbiriyle etkileşim kurmasını sağlamış; bilim, sanat ve felsefede önemli gelişmeler oluşturmuştur. Özellikle Bağdat bu gelişmelerin merkezi konumuna gelmiştir (Görsel 2.3).

el-Vasiti Bağdat Okulu minyatür eseri
Görsel 2.3: el-Vasiti Bağdat Okulu minyatür eseri

İslam felsefesi; MS 7-12. yüzyıl arasında İslam dininin kabul gördüğü, bünyesinde farklı milletlerin bulunduğu geniş bir coğrafyada ortaya çıkmış ve yayılmıştır.

İslam düşünürlerinin Antik Yunan felsefesi üzerine düşünme ürünleri oluşturması, Batı’nın tekrar Antik Yunan felsefesinden etkilenmesine neden olmuş ve bu durum, zamanla Batı’da Rönesans’ın oluşmasına zemin hazırlamıştır.

İslam coğrafyasında ilim açısından elverişli ortam, İslami ilimler dışında çeşitli bilimsel ve felsefi çalışmaların yapılmasını sağlamıştır. İslam felsefesi, sadece Müslümanların geliştirdiği bir felsefe değildir.

İslam coğrafyasında yaşayan farklı dinlere mensup veya herhangi bir dine mensup olmayan filozofların yapmış olduğu felsefi çalışmalar da İslam felsefesi altında incelenir. Dolayısıyla İslam coğrafyasında çeşitli felsefi görüşler ve bunların etrafında şekillenen okullar vardır.

İslam Felsefesinin Genel Özellikleri

  • Antik Yunan felsefesinden etkilenilmiştir.
  • Akıl, iman ve inanç gibi konular tartışılmıştır.
  • İslam felsefesinden önceki problemler tartışılmıştır.
  • Çeviri faaliyetleri yapılmıştır.
  • Felsefeyi gelişimine katkı sağlanmıştır..
  • Batı felsefesini etkilemişlerdir.

İSLAM FELSEFESİNDE BAZI FELSEFİ GÖRÜŞLER

Natüralistler (Tabiyyun)

Aklı tecrübeden çıkaran ve bilgilerin duyumlar aracılığıyla kazanıldığını savunan görüştür. Bu görüş, Tanrı ile insan arasında aracı kabul etmeyen deist yaklaşımı sergiler. Razi, önemli temsilcilerindendir.

Dehriyye (Materyalist)

Gerçek olan tek şeyin madde, onun da ezelî ve ebedî olduğunu savunan görüştür. Dolayısıyla bu akım filozofları Tanrı’nın varlığını kabul etmez. İbnü’r Râvendi, önemli temsilcilerindendir.

Bâtınilik

Kutsal kitapların görünenden ziyade harf ve sözcüklerinden gizli manalar çıkaran görüştür. İbn Meymûn, önemli temsilcilerindendir.

İhvanı Safa

Çeşitli alanlardaki düşüncelerden bir ansiklopedi meydana getirerek tüm ilimleri bir yerde toplamaya çalışan cemiyettir. İhvanı Safa felsefecileri, insanın ilahî kanunlara uygun ve erdemli yaşaması gerektiği görüşündedirler. İslam ansiklopedicileri olarak da bilinirler.

Meşşailik Felsefesi

İslam esaslarına bağlı, başta Aristoteles etkisinde ve kısmen de Platon felsefesini içeren mantık ve matematik temelli bir felsefi yaklaşımdır. Akla dayalı inancı savunur. El Kindi, Fârâbî ve İbn Rüşd gibi filozoflar önemli temsilcileridir.

İşrakilik Felsefesi

Mantığa dayalı bilginin değil mistik tecrübeye dayalı bilginin hakikati vereceğini savunan görüştür. İşrakiye, güneşin doğarak ışığın yayılması anlamına gelir. Güneşin eşyayı karanlıktan aydınlığa çıkardığı gibi manevi sezginin de insanı aydınlattığını savunur. Şahabettin Sühreverdi, önemli temsilcilerindendir.

Yorum yapın