İnsanda Embriyonik Gelişim Süreci

Embriyonik gelişme yumurta ile spermin birleşip zigotu oluşturmasıyla başlar. Döllenme sonucu oluşan zigot, tek bir hücreyken büyüme ve gelişme sonunda milyarlarca hücreden oluşan dokuya ve organa sahip karmaşık bir organizmaya dönüşür. Bu süreç hücre bölünmeleri sayesinde gerçekleşir. Bu aşamadan sonra embriyo büyüme ve gelişmeye başlar. Büyüme, mitozla hücre sayısındaki artıştır. Gelişme, dokuların ve organların yapılarındaki değişiklikler sonucu biyolojik fonksiyonlarındaki ilerleme ve olgunlaşmadır.

Embriyonik gelişim, art arda gerçekleşen bir dizi hücre bölünmesiyle başlar. Zigotun hücre bölünmeleri­ne segmantasyon denir. Segmentasyon sonucu oluşan hücrelerden her birine blastomer adı verilir. Nadiren bölünen iki hücre birbirinden ayrılıp tek yumurta ikizlerini (monozigotik ikizleri) oluşturur.

Segmentasyon sırasında mitoz hızla gerçekleşir ancak sitoplazma miktarı aynıdır. Embriyoyu oluşturan hücreler küçülür. Segmentasyon sırasında oluşan hücrelerin dut şeklinde bir araya gelerek oluşturduğu ya­pıya morula denir.

Döllenmeden 6-7 gün sonra embriyo, yaklaşık 100 hücreden oluşmuş blastosist adı verilen içi sıvı dolu bir yapı olarak rahme ulaşır. Blastosist embriyonun blastula aşamasıdır. Embriyoda ikinci gelişim aşaması gastrulasyondur. Gastrulasyon döllenmeden yaklaşık 9 gün sonra başlar. Gastrulasyonda üç tabakalı embri­yo oluşur. Bu embriyonik tabakalar farklılaşarak özgül organ sistemlerini oluşturur. Gelişmekte olan embri­yoda doku ve organlar hücre şekillerinin değişimine, hücre göçüne ve programlanmış hücre ölümüne bağlı olarak şekillenir.

Segmentasyonla oluşan embriyo rahim duvarına tutunur. 4-5 hafta sonra plasenta oluşana kadar embri­yo endometriyumdaki kılcallardan beslenir. Plasenta embriyoya besin ve oksijen sağlar, embriyonun atık­larını da uzaklaştırır. Blastosistte yer alan hücreler vücuttaki her tip hücreye dönüşebilecek kök hücrelerdir.

Embriyonik gelişim
Embriyonik gelişim

Gebeliğin oluşumundan yaklaşık bir ay sonra göbek kordonu, plasenta ve büyüyen embriyonun etra­fında amniyon oluşur.

Göbek kordonu ve plasenta
Göbek kordonu ve plasenta

İnsanın embriyonal gelişimi üçer aylık dönemlere ayrılır. Emb­riyoda en hızlı değişim ilk 3 aylık sürede gerçekleşir. 9 hafta sonra tüm organlar gelişmeye başlar ve embriyo fetüs adını alır. Amniyon embriyoyu kuşatan sıvıyla dolu kesedir. Göbek kordonu plasenta ile embriyo arasında bağlantı kurar. Plasenta, embriyoya besin ve oksijen sağlamanın yanı sıra bebeğin bağışıklık sisteminde etkili antikorların anneden bebeğe geçişini sağlar. Döllenmeden sonra embriyonun beyni ve omuriliği şekillenmeye başlar.

Döllenmeden 9 hafta sonra fetüsün organları, kasları ve kaburgaları belirginleşmeye başlar. Kol ve bacak çıkıntılarında el, ayak ve parmaklar oluşur. Böylece fetüs ilk üç aylık gelişim dönemini tamamlar. İlk 3 ayın sonunda fetüs farklılaşmasını tamamlamamıştır, fetüs yaklaşık 5 cm boyun­dadır.

3 aylık embriyo
3 aylık embriyo

İkinci üç aylık dönemde fetüsün kaşları, kirpikleri oluşur. Ke­mikler ve dişler oluşmaya başlar. Fetüs büyüme ve gelişimini sür­dürür. Yaklaşık 30 cm boya ulaşır. Bu dönemde gebeliği sürdüren hormon olan progesteron plasenta tarafından salgılanmaya baş­lar.

4-6 aylık embriyo
4-6 aylık embriyo

Üçüncü üç aylık dönemde büyüme devam eder. Dolaşım ve solunum sistemleri gelişir. Kaslar kalınlaşır. Fetüs bu dönemin sonunda yaklaşık 50 cm boya ve üç kilo ağırlığa ulaşır. Bu evrenin sonunda fetüsün başı rahim ağzına bakacak şekilde döner.

7-9 aylık embriyo
7-9 aylık embriyo

Üçüncü üç aylık evrenin sonunda hipofizden salgılanan oksitosin hor­monunun etkisiyle rahim kasılması oluşur. Bu durum doğumun başladığı­nı gösterir. Doğum gerçekleştikten sonra da hormonlar etkisini sürdürür. Progesteron, östrojen seviyesi azalınca rahim de eski boyutuna dönmeye başlar. Hipofizden salgılanan prolaktin meme bezlerinin süt salgılamasını uyarır. Oksitosin hormonu ise sütün kanallardan boşaltılmasını sağlar.

Doğumdan önce fetüs
Doğumdan önce fetüs

Anne hamilelikte tütün, tütün mamulleri, alkol, ilaç ve bağımlılık yapan maddeler kul­lanıyorsa bu maddeler plasentadan bebeğe geçer ve bebekte gelişim bozukluklarına yol açabilir. Tütün ve tütün mamulleri kullanan annelerde embriyoya yeterince oksijen ve besin ulaşmaz. Bebeğin sinir sistemi gelişimi olumsuz etkilenir. Annenin hamilelik süresince geçirdiği enfeksiyon hastalıkları da bebeğin gelişimini olumsuz etkileyebilir.

Hamilelik ve emzirme dönemindeki kadınlar, ilaç kullanımı konusunda dikkatli davranmalıdır. Hamilelerin, hamilelikleri sırasında idrar yolu enfeksiyonu, üst solunum yolu enfeksiyonu, diş enfeksiyonu gibi çeşitli rahatsızlıklar nedeniyle antibiyotik kullanması gerekebilir. Hamileler kendi doktoruna danışmadan ilaç kullanmamalıdır. Hamilelikte ilaç ve antibiyotik kullanımı zorunluysa bebek ve anne için zararı en az olanlar tercih edilmelidir. Kullanılacak antibiyotik için yapılan etken madde ve dozaj ayarlaması hamileliğin haftasına, evresine göre doktor tarafından yapılır.

Hamilelik süresince annenin yeterli ve dengeli beslenmesi fetüsün sağlıklı gelişimi için önemlidir.

Eğer beslenme eksikliği varsa bebekte gelişim geriliği ortaya çıkar. Folik asit, ısı ve ışığa karşı hassas olduğu için besin ısı ve ışığa maruz kaldığında kayba uğrar. Besindeki folik asit, besinin hazırlanması ve saklanması aşamalarında eksilebilir. Bu yüzden hamilelikte doktor kontrolünde takviye folik asit alınır. Folik asit alımına hamilelikten 6-8 hafta önce başlanır, gebeliğin ilk 12 haftası boyunca devam edilir.

Bebeğin beyin gelişimi ilk 3 ayda tamamlanır. Folik asit kullanımı, beyin ve omuriliğe bağlı doğum kusurlarını önler. Folik asitin yetersiz alınması durumunda açık omurga (spina bifida) anomalisi ortaya çıka­bilir. Açık omurga, en yaygın sinir sistemi kusurudur. Bu kusur, beyin hasarına ya da beyin gelişiminin yarım kalmasına neden olur.

Bu sorunların çoğu (yaklaşık %70’i) folik asit tüketimiyle önlenebilir. Yeterli folik asit alımıyla kansızlığın ve bebeğin anormal beyin gelişiminin önüne de geçilebilir. Kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, et ve et ürünleri folik asit yönünden zengin besinlerdir.

Folik asit içeren gıdalar
Folik asit içeren gıdalar

Hamilelikte yoğun stres bebeğin ruhsal gelişimi üzerine olumsuz sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Yapılan çalışmalara göre hamilelik döneminde yaşanan stres plesentada değişiklik oluşturmakta bu da bebeğin sinir sisteminin gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. İkinci üç aylık dönem bebeğin beyin gelişimi için oldukça önemli bir dönem olarak kabul edilmektedir. Hamileliğin son dönemlerinde yaşanan stresin ise erken doğum riskini artırdığı görüşü hakimdir.

Birçok araştırma gebelik dönemindeki yoğun stresin düşük doğum ağırlıklı bebeklerin dünyaya gelişine neden olabileceğini göstermektedir. Aynı şekilde hamilelik öncesinde ve hamilelik sırasında derin üzüntü ve kaygı yaşayan annelerin bebeklerinde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu görülme riski de yüksektir. Anne, stresi azaltmak için duygusal ve fiziksel sorunlarla başa çıkmayı öğrenmeli, gerektiğinde profesyonel yardım da almalıdır.

Hamilelerin maruz kaldığı X ışınımının fetüsün gelişimi üzerine etkileri araştırılması zor konulardan biri­dir. Özellikle hamilelikte tanı ve tedavi amaçlı kullanılacak radyasyona karar vermek oldukça zordur. Mecbur kalmadıkça gebeliğin özelikle ilk üç aylık ve son üç aylık döneminde röntgen çekilmemelidir. Röntgen çekimi zorunluysa anneye kurşun önlük giydirilmelidir.

Fetüsün cinsiyeti ve gelişimi ultrason incelemesiyle değerlendirilebilir. Ultrason görüntüsü yüksek dalga boylu seslerin yansımasıyla oluşturulur. Hamileliğin düzenli izlenmesi doğacak bebeğin ve annenin sağlığı için önemlidir. Ultrasonla bazı kalıtsal hastalıklar ve anomaliler doğum öncesinde belirlenebilir ve bebeğin gelişi­minin sağlıklı olup olmadığı tespit edilebilir. Bu yöntemle embriyonun izlenmesi yanında annede oluşabilecek bir anomali de erken safhada tespit edilir. Ultrason görüntülemenin bilinen hiçbir zararı yoktur.

Ultrason görüntülemesi
Ultrason görüntülemesi

Yorum yapın