İnkılapçılık Nedir?

Toplumun gelişmesine engel olan kurumların yerine çağdaşlaşmayı sağlayacak kurumların konulması için gerçekleştirilen köklü değişikliklere inkılap denir.

Başka bir tanımla inkılapçılık zamana göre geri kalmış bütün kurumların ortadan kaldırılması ve yerine ilerlemeyi, gelişmeyi kolaylaştıracak kurumların getirilmesi demektir.

Atatürk’e göre inkılapçılık; Türk milletini geri bırakmış, yaşama olanağı olmayan kurumları ortadan kaldırmak, bunların yerlerine milletin ihtiyaçlarını ön planda tutan modern kurumlar oluşturmak ve Türk milletini çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarmak için yapılan büyük değişimdir.

İnkılap kavramını Atatürk şöyle tanımlamıştır:

“İnkılap, mevcut kurumları zorla değiştirmektir. Türk milletini son yüz yıllarda geri bırakmış olan kurumları yıkarak yerlerine, milletin en yüksek uygar gereklere göre ilerlemesini sağlayacak yeni kurumları koymuş olmaktır…” (Ahmet Bekir Palazoğlu, Atatürk’ün Eğitim ile İlgili Düşünceleri, s. 97.) (Düzenlenmiştir.)

Atatürk, Ankara Palas’ta düzelenen cumhuriyet balosunda (1929)

Türk inkılabı, yerli yabancı birçok gözlemcinin üzerinde görüş birliğine vardığı gibi Yakın Çağ’ın en önemli halk hareketlerinden biridir. Türk inkılabı, siyasi toplumun temelini ümmet esasından millet esasına çevirmiş, meşru iktidarın temeli olarak kişi egemenliğinin yerine millet egemenliğini esas almıştır. Millet egemenliğini ilan etmiş, dine bağlı (teokratik) devlet yapısının yerine laik devlet yapısını getirmiştir. Ayrıca modernleşme ile gelenekçilik arasında bocalamakta olan bir toplumu, bu ikilemden kurtararak Türk milletinin uygar dünya ile yarışmasına katkıda bulunmuştur. Bütün bunlar yirmi yıl gibi kısa bir zaman diliminde gerçekleştirilmiştir. Çağımızda pek az inkılap hareketi bu kadar kısa bir sürede köklü değişimleri başarabilmiştir.

Atatürk’ün inkılap anlayışı, çağdaş uygarlığa ulaşma çabasında yapılan yeniliklere sahip çıkılmasını, bunların korunmasını ve yeni ihtiyaçlar doğrultusunda gelişmeyi öngörmektedir. Atatürk’ün anlayışına göre inkılap, dinamik bir yapıya sahip olmalıdır.

Atatürk, Türk inkılabını şu sözü ile tanımlamıştır:

“Türk inkılabı nedir? Bu inkılap, kelimenin ilk bakışta işaret ettiği ihtilal anlamından başka, ondan daha geniş bir değişikliği ifade etmektedir… Milletin varlığını devam ettirmesi için kişileri arasında düşündüğü ortak bağ, yüz yıllardan beri gelen şekil ve niteliğini değiştirmiş, yani millet, dinî ve mezhebî bağlantı yerine, Türk milliyeti bağıyla fertlerini bir araya toplamıştır.” (Ahmet Bekir Palazoğlu, Atatürk’ün Eğitim ile İlgili Düşünceleri, s.97.) (Düzenlenmiştir.)

Yorum yapın