İbni Sina ve Varlık Felsefesi

İbni Sina 980 yılında Buhara yakınlarındaki Belhʼde doğdu. 1037 yılında Hemedan ʼda vefat etti. İbni Sina ilmî bir çevrede büyüdü. Kurʼân, edebiyat, Yunan ve Hint Felsefesi, mantık, tıp öğrenimi gördü.

İbni Sina her şeyin temeli olarak varlığı görür. Ona göre varlığın yaratıcısı ve metafizik âleminin sahibi ve hükümranı olan Allahʼtır. Allah ile varlık arasındaki münasebetleri felsefî olarak ortaya koymaya ve izah etmeye çalışır. Ama metafizik âlemi kavramak görünen fizik âlemini kavramaya ve anlamaya bağlıdır.

İbni Sina

Fiziki âlemi anlama ve anlamlandırmaya yarayan aritmetik, geometri, mantık, müzik, estetik, tabiat, astronomi, psikoloji ve fizik yardımcı ilimlerdir. Bütün bu ilimler ancak metafizik âlemi anlamak ve kavramak için vardırlar. İnsan da kendisini ve ilişkili olduğu varlık âlemini bilmek ve kavramakla yaratıcı olan Allahʼı tanıyabilir ve gerçek kulluk şuuruna erebilir.

İbni Sinaʼya göre “ruh”; akıl, hayal, düşünce, duyular ve hislerin tamamını içine alan bir manevi varlıktır. “Kâinat” da atom, element, esir, nur, arş ve kürsiʼnin tamamını kapsayan bir fiziki âlemdir. Allah kudreti ile her şeyi kuşatmıştır. Hiçbir mekâna bağlı değildir. Geçmişte ve gelecekte olan her şeyi bilir ve değiştirmeye gücü yeter. Fiziki âlemin arkasında o olmazsa hiçbir şey olmaz. Her şeyin varlığı Allahʼın onları yaratmasına bağlıdır.

İbni Sina fizik ile metafizik alem arasındaki ilişkiyi sağlayan ruh konusunda da çalışmalar yapmış ve ruh bilimi denen psikolojiyi; ruhani akıl, deneye dayanan tecrübi akıl ve vahiyle bütünleşen ve ona yönelen sezgiye değer veren akıl olarak ruh bilimini üçe ayırmıştır.

Yorum yapın