Hilmi Ziya ÜLKEN

Hilmi Ziya Ülken, İstanbul’da doğmuştur (Görsel 5.10). İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesinden mezun olduktan sonra Türk düşünce tarihi üzerine çalışmalar yapmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk tarafından araştırma yapması için Almanya’ya gönderilmiştir. Yurda dönüş yaptıktan sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Düşünce Tarihi kürsüsüne doçent olarak atanmış; yapmış olduğu çalışmalar sonucunda felsefe, sosyoloji ve sanat profesörü, son olarak da ordinaryüs profesör olmuştur.

Varlık alanında yapmış olduğu çalışmalarıyla felsefede öne çıkmıştır. Hilmi Ziya Ülken’in bilgi ve değerler alanına yönelik görüşleri de varlık görüşleri çerçevesinde oluşur. O, Aristoteles’in metafiziği tanımladığı gibi felsefeyi ilk bilim olarak tanımlar. Felsefe, ona göre olgu alanına yönelik derinlemesine bir araştırmadır ve kesin olan ilk bilimdir. Felsefenin dogmatik düşüncelerden arınarak hakikate yönelmesi gerektiğini belirtir. Bu durumun felsefeye sistem kazandıracağını söyler.

Hilmi Ziya Ülken
Görsel 5.10: Hilmi Ziya Ülken

Hilmi Ziya Ülken’e göre akıl, felsefenin; mantık da düşünmenin aracıdır. Felsefe, aklı ve mantığı aklın sınırlarını aşan konularda kullanır. Ancak fenomenoloji içinde yöntem kazanan mantığın felsefeye yararlı olacağı görüşündedir. Fenomenolojinin paranteze alma yöntemini benimseyen Hilmi Ziya Ülken, bilgiye mantıkla ulaşılabileceğini belirtir.

Klasik mantıkla modern mantığın farklarını vurgulayan Hilmi Ziya Ülken, varlıkla mantık arasındaki ilişkiyi de analiz etmiştir. Mantık yoluyla varlığa ait ilke ve kurallar direkt olarak çıkarılamayacağı için mantıkçı pozitivistlerle aynı fikirdedir.

Hilmi Ziya Ülken’e göre iki tür varlık vardır: sonlu ve sonsuz varlık. Sonlu varlık olan insanın sonsuz varlık hakkında bilgisinin olamayacağını ve sonlu varlığın sonsuz varlığı yaşamasının imkânsız olduğunu belirtir. Sonlu varlığın ancak akıl ve mantık aracılığıyla sonsuz varlığı düşünebileceğini bunlara ek olarak da sezgiyle onun hissedebileceğini ileri sürer. İrade özgürlüğünün ve başkalarına karşı sorumlu olmanın temelini Allah’a karşı sorumlu olmada gören Hilmi Ziya Ülken, insanın özgür olmasını onun sonlu varlığı düşünebilmesine bağlar. Kendi benine ulaşmasının iç dünyasına yönelimle olduğunu ve bu dünyayı kuran insanın da insanlık adına tüm değerleri üretebileceğini belirtir.

Hilmi Ziya Ülken, tarih sahnesinde yerini almış filozofların tartışmaları üzerine getirdiği açıklamalarla kendi felsefesini kurmuştur. Türk ve İslam düşüncesi üzerine eğilmiş ve mantık bilimini bu alanlar üzerinde yapılan tartışmalarda kullanmıştır. Çağdaş düşünce eserlerinin okunması ve inançla içeriklerinin değerlendirilmesi gerektiği görüşündedir.

Akademik çalışmalarının yanında çok sayıda kitap da yazmıştır. “Varlık ve Oluş”, “Aşk Ahlakı”, “Ahlak İnsanî Vatanperverlik”, “Türk Düşünce Tarihi”, “Türk Filozofları Antolojisi”, “Metafizik”, “İbn Haldun”, “İslam Düşüncesi”, “Felsefeye Giriş” ve “İslam Felsefesi Tarihi” eserlerinden bazılarıdır.

Yorum yapın