Felsefenin Bilgiye Bakışı

Aklını kullanabilme becerisi ile donatılmış olan insan bu özelliğinden yararlanmasını bilmiştir.

Kendi hayatını kolaylaştırıcı bilgiler üretmiş ve onları, yararlanmak için yaşamına aktarmıştır. Basit düzlemde başlayan insanlık aktiviteleri yerini daha üst düzey bilişsel beceri ve sorgulamalara bırakmıştır.

İçinde yaşadığı evrenin yapısını, düzenini, hayatın değer ve amacını bilmeye, anlamaya dönük araştırmalar yapmıştır. Bütünlükçü bakış açısıyla yaklaştığı varlıklar dünyasında var olanların bir var edicisi olması gerektiğinden hareketle Tanrı kavramının zorunluluğu fikrine ulaşmış, doğru ve güzelin niteliklerini bilmek istemiştir. Sonuçta insan, tüm bilme isteklerini karşılayan, merakını gideren felsefi bilgiler alanını keşfetmiştir.

Bilgi Kuramı (Bilgi Felsefesi): Batı düşünce tarihinde John Locke (Con Lok, 1632-1704) ile felsefenin özel disiplini hâline gelmiştir. Grekçe, gnesoloji ve epistemoloji terimleri ile ifade edilmiştir. Gnesoloji, gnesis – tanıma, bilme kavramlarından türetilmiştir. Varoluşun gerçek bilgisi demektir.

Epistemoloji kavramı da bilgi bilimi (episteme = bilgi, loji = bilim) anlamına gelmektedir. Bilgiyle ilgili olan kavram, süje, obje, doğruluk, gerçeklik, temellendirme, bilgiyi oluşturan unsurlar ve yapısı, elde ediliş yöntemleri, sınırları, değeri gibi bilgi felsefesi içinde ele alınmıştır.

Varlık, bilgi ve değer felsefenin üç temel alanını oluşturur. Bu üç temel alandaki herşey bilgiler aracılığıyla ortaya konulmuştur. Bilgiyle varlığı kavrar ve değerler üretiriz. Bilgiyle bilgileri sorgularız. Bilim, sanat, din alanının ilke, yöntem ve kuralları da bilgilerden oluşur. Bu nedenle bilgi felsefesinin hayatımızda vazgeçilmez bir yeri vardır.

Yorum yapın