Değişik duygu ve heyecan çeşitlerindeki fizyolojik tepkilerimiz ve hislerimiz birbirine benzer ancak bu duyguları insanların yorumlamaları değişiktir.
Çeşitli duygu ve heyecanlarda gözlenen yüz ifadeleri ve ses değişikliklerinde bireysel farklılıkların büyük rolü vardır. Bir kimsenin yaşına, statüsüne, cinsiyetine ve içinde bulunduğu sosyal ortama uygun olarak beden, el ve kol hareketleri de değişir. Ancak kişinin tepkide bulunduğu durumun bilinmesi hâlinde daha kolay değerlendirme yapılabilir.
Bütün duygular, bizi belli bir yönde harekete geçmeye ve belli bir doyum elde etmeye zorlar. Ancak düşünmeden sadece duyguların yönlendirmesiyle eylemde bulunmak, kısa vadeli ve küçük bir doyum elde etmemizi sağlarken bizi ilerde daha büyük bir doyum elde etmekten alıkoyar. Ayrıca, bazen düşünmeden verdiğimiz kararlar ve yaptığımız işler pişmanlık duymamıza, mutsuz olmamıza yol açabilir.
Duyguları kontrol etmede önemli olan onları bastırmak değil, dengelemektir. Çünkü duygular, aslında harekete geçmemizi sağlayan dürtülerdir. Duyguları kontrol etmek, hatta kendimize enerji verici bir güç hâline dönüştürmek onları iyi tanıyarak mümkün olabilir. Böylece duygularımızı belli bir amaç doğrultusunda harekete geçirebiliriz.
Duyguları denetim altına almada üç yol denenebilir. Öncelikle heyecanın neden olduğu iç gerilimlerin azalması için bedendeki kasları gevşetme yolları öğrenilmelidir. Duyguları denetim altına almanın bir başka yolu insanın kendine bunu başarabileceğini telkin etmesidir. Böylece birey, kendisini sürekli denetleyerek duygularını olduğu gibi açığa vurmamayı başarabilir. Bir üçüncü yol ise bu konuda yakınlarla konuşmak, neler hissettiğini açıklamaktır. Bu duygusal boşalma bir terapistle de yaşanabilir.