Dinimizde Eşlerin Karşılıklı Sorumlulukları Nelerdir?

Müslüman olmanın en önemli özelliği, sorumluluklarının farkında olmasıdır. Bize  her nimeti veren Cenab-ı Allah’a (c.c.) karşı sorumluluklarımız olduğu gibi çevremizdeki insanlara, hayvanlara ve tabiata karşı da sorumluluklarımız vardır.

İslam dininde eşler birbirine karşı sorumludur ve karı-kocanın birbiri üzerinde hakları vardır. Eşler bu haklarını bilmeli ve bunlara saygı göstermelidir. Allah (c.c.) bu konuda “Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır.” (Bakara suresi, 228. ayet) buyurur. Eşler arasındaki ilişkilerden bahseden başka bir ayette ise Allah-u Teala(c.c.) şöyle buyurur: “Aranızda iyilik ve ihsanı unutmayın. Şüphesiz Allah yapmakta olduklarınızı hakkıyla görür.” (Bakara suresi, 237. ayet)

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) aile içindeki sorumlulukla ilgili “Sizin en hayırlınız ailesine en çok faydalı olandır.” (Tirmizi, Rada, 11) buyurmuştur. Eşler sorumluluklarını yerine getirerek ve güzel geçinerek aile hayatlarını güzelleştirmelidir.

Eşler Arası Olması Gereken Duygular:

  • Sevgi
  • Saygı
  • Sadakat
  • Muhabbet
  • Güven
  • Bağlılık
  • İlgi
  • Anlayış
  • Fedakârlık
  • Hoşgörü
  • Affetme
  • Dürüstlük
  • Hüsnüzan
  • Sabır
  • Şefkat
  • Paylaşım

İslam’da eşlerin hakları, sorumluluklarına göre belirlenmiş ve aile içinde kadın ve erkeğin görevleri fıtratına uygun olarak düzenlenmiştir. Peygamberimiz (s.a.v.) aile içindeki görevlerin önemine işaret ederek şöyle buyurur: “Kişiye günah olarak sorumluluğunda olan aile fertlerini ihmal etmesi yeter.” (Ebu Davut, Zekat, 45)

“Müminlerin iman bakımından en mükemmeli, ahlak yönünden en güzel olanlarıdır. En iyileri de eşlerinize karşı en iyi davrananlarıdır.” ( Ebu Davut, Sünnet, 16)

Ailenin ve toplumun huzuru için eşler birbirlerine karşı muhabbetlerini korumalı, sabırlı, anlayışlı, saygılı ve merhametli olmalıdır. Yeri geldiğinde eşler aile saadetlerini korumak için maddi, manevi fedakârlıkta bulunmalıdır. Eşler birbirini gözetmeli, kollamalı, korumalı ve maddi, manevi sıkıntılarında birbirlerine destek olmalıdır. Karı-koca birbirine güvenmeli, sadık olmalı ve evlilik akitlerini gözetmelidir.

Ek Bilgi (!)

Sadakat: İhanet etmeme, aldatmama, güven duyma, sözünde durma, doğruyu söyleme anlamına gelir. Yalnızca Allah (c.c.) rızası için sevme, sevdiği kişiye karşı içtenlikle davranma ve kendisine iyilikte bulunan kimsenin iyiliğini unutmama anlamlarına da gelir.

Karı-koca ailenin mahremiyetini korumalıdır. Aile mahremiyetinin kalkmaması ve aile sırlarının paylaşılmaması gerekir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu konuda şöyle buyurur: “Sizin kadınlarınız üzerindeki haklarınız, sevmediğiniz kimseleri evinize sokmamaları ve hoşlanmadığınız kimselerle konuşmamalarıdır. Dikkat edin! Onların sizin üzerinizdeki hakları ise yedirmek ve giydirmek hususlarında ihsanda bulunmanızdır.” (Tirmizi, Rida, 11)

Eşler ailenin geçimini helal kazançla sağlamalı, çocuklarına helal lokma yedirmeli ve ailelerini maddi, manevi kötülüklerden korumalıdır. Çocuklarını İslam dini üzerine yetiştirmeli, dinî ve millî değerlerimizi öğretmelidir. Eşler, aile ve akrabalarıyla ilişkilerinde saygılı ve merhametli olmalıdır.

“Bir kimse hanımına kin beslemesin, onun bir huyunu beğenmezse bir başka huyunu beğenir.” (Müslim, Vasiyyet, 5)

Eşler hak ve sorumluluklarını yerine getirirken hak ve adaleti gözetmelidir. Birbirine karşı anlayışlı ve sabırlı olmalıdır. Nezaket kurallarına uymalıdır. Aile içindeki rollerini yerine getirirken “ben” yerine “biz” anlayışıyla davranmalıdır.

“Allah katında helallerin en sevimsizi boşanmadır.” (Ebu Davut, Talak, 3)

Evlilik, eşlerin birlikte bir ömür sürme temennisiyle kurulur. Fakat evlilikte bazı beklenmeyen ve eşlerin baş edemeyeceği durumlar da ortaya çıkabilir. Sevginin yerini nefretin alması ve güvensizlik ortamının oluşması bu nedenlerden bazılarıdır. Bu durumda eşler boşanma (talak) kararı alabilir.

İslam dini, evlilikle ilgili kuralları belirlediği gibi boşanma (talak) konusunda da kuralları ayrıntılı bir şekilde belirlemiştir. Evlilik bağının önemli bir sebep bulunmadıkça keyfi şekilde sona erdirilmesi İslam dininde hoş görülmemiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Allah katında helallerin en sevimsizi boşanmadır.” (Ebu Davut, Talak, 3) buyurmuştur.

İslam, aileye verdiği önemden dolayı anlaşamayan eşlerin boşanmasına hemen izin vermez. Talak, eşlerin başvuracağı en son çaredir. Allah(c.c.), eşlerin anlaşamamaları durumunda boşanmadan önce birbiriyle iyi geçinmelerini ve barış yapmalarını tavsiye eder. “… Onlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmazsanız (bilin ki) Allah’ın hakkınızda çok hayırlı kılacağı bir şeyden de hoşlanmamış olabilirsiniz.” (Nisa suresi, 19. ayet)

Eşler aralarındaki sorunu çözemezse Allah(c.c.) bu konuda şöyle buyurmuştur: “Eğer karı kocanın aralarının açılmasından korkarsanız, erkeğin ailesinden bir hakem ve kadının ailesinden bir hakem gönderin. Bunlar barışmak isterlerse Allah aralarını bulur. Şüphesiz Allah her şeyi bilen, her şeyden haberdardır.” (Nisa suresi, 35. ayet)

Bu aşamalardan sonra eşler hâlâ olumlu bir sonuç alamaz ve bir arada yaşamaları mümkün olmazsa İslam dininde eşlerin boşanmalarına izin verilir.

Boşanma esnasında eşler birbirine haksızlık etmemeli, adaletli bir şekilde ayrılmalıdır. Aile bireyleri hakkında dedikodu yapmamalı ve aile içindeki sırlarını yaymamalıdır. Eşler çocukları birbirine karşı kin ve nefretle doldurmamalıdır. Çocukların da anne ve baba üzerinde hakları olduğu unutulmamalıdır.

islam ve sosyal hayat
Talak, eşlerin başvuracağı son çaredir.

Boşanma, evlilik sözleşmesinin sona ermesidir. Geleneksel toplumlarda boşanma daha az olurken günümüz dünyasında bu durumla daha fazla karşılaşmaktayız. Bu durumda toplum yapısındaki değişimler ve ekonomik şartlar önemli rol oynamaktadır.

Boşanmanın kadın ve erkek üzerinde psikolojik, sosyal ve ekonomik yönden olumsuz etkileri olduğu gibi çocuklar, aileler hatta arkadaşlar üzerinde bile bu durumun etkileri vardır. Evlilikle kurulan akrabalıklar, arkadaşlıklar ve dostluklar da boşanmadan olumsuz etkilenir. Boşanma eşler için ne kadar zor ve sıkıntılıysa çocuklar içinde sıkıntılıdır. Her zaman aile bireyleriyle aynı çatı altında yaşayan çocuklar ebeveynlerinin ayrı yaşamak istemelerini anlaşılmaz ve kabul edilemez görebilir.

Boşanma durumunda çocuklar da psikolojik, ekonomik ve sosyal yönden pek çok olumsuz etkilere maruz kalır. Boşanma durumunda  çocuklar ebeveynlerden ya biri ya da her ikisinden uzak kalmaktadır. Bu durumda çocuklar, aile büyüklerinin yanında büyümekte ya da Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu himayesinde yetiştirilmektedir. Boşanmayla birlikte sevgi, şefkat ve aile ortamında büyümesi gereken bir çocuk, hayatta yalnız kalmakta ve var olan pek çok zorluğu tek başına yaşamaktadır.

Boşanmanın olumsuz etkileri, boşanmanın sebebine bağlı olarak değişebilir. Eğer boşanma, karşılıklı anlaşarak ve adaletli bir şekilde yapıldıysa eşler ve çocuklar daha az etkilenirken, şiddet, baskı ve sadakatsizlik gibi durumlar nedeniyle boşanma olursa aile fertleri daha fazla olumsuz etkilere maruz kalmaktadır.

Yorum yapın