Din Felsefesi

İnanma, fenomen olarak insana özgüdür. Tarihin her döneminde ve her kültür düzeyinde varlığını sürdürerek günümüze kadar gelmiştir.

Gündelik hayatın içinde insanların niyet, tavır ve hareketlerini belirleyen bir değer olarak inanma, bir şeye inanmadan çok din kurumunun bildirdiklerine inanma ile daha ziyade anlam kazanmıştır.

Din de, felsefenin ilgilendiği, bilgi, bilim, ahlak vb. alanlar gibi bir başka alandır. Bu nedenle din felsefesi için “Din hakkında felsefi düşünmedir.” diyebiliriz. Bu tanım bize din hakkında aynı anda hem dinî anlayışla yüklü veya ateist hem de agnostik felsefi düşünceler olabileceği fikrini verir.

Felsefi düşünüş hakikatin / varoluşun yapısıyla ilgili sorulara cevap ararken farklı temellendirmelerle farklı sonuçlara ulaşarak aynı zamanda sorunlar da üretir. Buna karşılık din ve onda içerilmiş hâlde bulunan iman ise din felsefesine kaynaklık eden temel kavramlardır.

Din felsefesinin amacı da yaşam hakkındaki hakikati arama çabasıdır. Bu açıdan din ve felsefe arasında farklılıklar vardır. Felsefe varlığın yapısı hakkında kendince hakikati açıklamaya çalışırken kavramları, din ise inanma kesinliğindeki sembolleri kullanır. Çünkü yaşam hakkında hakikati arama çabası din ve felsefece açık-seçik olsa da her biri için ilkesel düzeyde olduğu gibi pratikte de farklıdır.

Bu bağlamda “Tanrı var mıdır?”, “Varsa nitelikleri kanıtlanabilir mi?”, “İman, inanç nedir?”, “Tanrıiman- insan ilişkisi nasıl kurulmalıdır?” sorularına tutarlı temellendirmelerle cevaplar aramaya çalışmak dine felsefe ile bakmak demektir. Dinin ise bu sorulara kesin cevapları zaten vardır.

Yorum yapın