Devletçilik İlkesinin Türk Toplumuna Sağladığı Faydalar Nelerdir?

Atatürk’ün benimsediği devletçilik ilkesi ile toplumsal kalkınma başlatılmıştır.

Yeni iş gücü alanları yaratılmış; ekonomik gelişmenin yanında toplumun ekonomik, siyasal ve kültürel düzeyinin yükseltilmesi sağlanmıştır.

Atatürk, Nazilli Basma Fabrikasının hizmete açılışında (1937)

Devletçilik ilkesinin uygulanmasıyla birlikte ekonomideki durgunluk sona erdi. Ekonomik etkinlikler hız ve canlılık kazandı. Yeni fabrikalar açıldı. Sanayileşmede itici güç olarak Sümerbank, yer altı kaynaklarını işletmek için Etibank ve Maden Tetkik Arama Enstitüsü kuruldu.

Diğer yandan Bursa, Malatya, Aydın ve Kayseri’de kumaş; Eskişehir ve Turhal’da şeker, İstanbul’da cam ve deri, İzmit’te kâğıt, Karabük’te demir-çelik fabrikaları faaliyete geçti. Böylece ülkemizde geniş ve kapsamlı bir kalkınma hamlesi başladı, yeni iş alanları açıldı.

Ülke genelinde üretim arttı. Demir yollarına ve ulaşıma önem verildiği için mal ve hizmetler ülkenin dört bir yanına ulaştırıldı. Devletçilik ilkesinin hedefi, temel ihtiyaç maddelerini karşılamak ve daha sonra ülkenin kalkınması için gerekli çalışmaları başlatmaktı.

Konya Devlet Tiyatrosu sahnesinden bir görünüm

Türkiye İktisat Kongresi’nde kabul edilen Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın başarıyla tamamlanmasının ardından ülke kısa süre içerisinde bayındır hâle geldi. Neredeyse her ilde bir sanayi tesisi faaliyet göstermeye başladı. Hastane, okul, yol, su, elektrik, petrol ve haberleşme gibi birçok temel ihtiyaç Atatürk’ün devletçilik ilkesi doğrultusunda karşılandı.

Halkçılık ilkesi ile bire bir örtüşen özelliklere sahip devletçilik ilkesi ile planlı ekonomiye geçildi, yurt genelinde büyük fabrikalar ve millî bankalar kuruldu. Türkiye’nin uyguladığı devletçilik ilkesi, bireyin ve toplumun refah düzeyinin artmasını temel almıştır. Bu bakımdan devletçilik ilkesi, demokratik bir düzen içinde gerçekleşmiştir.

Hayri Gür Spor Salonundan bir görünüm (Trabzon)

Devlet bütün bireylerin gereksinimlerini karşılamış, devlet ile yurttaş arasında güçlü bir bağ oluşmuştur. Sonuç olarak yurttaşa hizmet götüren güçlü bir devlet anlayışı yerleşmiş ve kökleşmiştir. Devletçilik ilkesi, ülke kalkınmasını amaçladığı gibi toplumun sosyal ve kültürel alanlardaki gelişmesini de destekler ve bu amaçla devlet, sosyal ve kültürel alanlarda yatırımlar yapar.

Ülkenin her tarafına hizmet götürür. Ekonomik alanda olduğu gibi sosyal ve kültürel alanlardaki etkinlikleri de geliştirmek için çalışmalar yapar. Atatürk’ün benimsediği devletçilik ilkesi ile toplumsal kalkınma başlatılmış, yeni iş gücü alanları oluşturulmuş, ekonomik gelişmelerin yanında toplumun maddi, sosyal ve kültürel düzeylerinin yükseltilmesi sağlanmıştır.

Savunma, güvenlik, adalet, eğitim, kültür, sağlık, spor ve kamu hizmetlerinin yürütülmesi de bu ilkenin kapsamındadır. Bu nedenle devlet, elde ettiği gelirlerin büyük bir bölümünü bu alanlarda harcar. Çünkü yurttaşların sosyal ve kültürel gereksinimlerini karşılamak Anayasa’mıza göre devletin temel görevlerindendir.

Devletçilik ilkesi doğrultusunda devletin yapması gereken sosyal ve kültürel görevler aşağıdaki maddelerle Anayasa’mız tarafından teminat altına alınmıştır.

MADDE 60 – Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.
MADDE 61 – Devlet, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleriyle, malûl ve gazileri korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir hayat seviyesi sağlar.
Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır. Yaşlılar, Devletçe korunur.
Yaşlılara Devlet yardımı ve sağlanacak diğer haklar ve kolaylıklar kanunla düzenlenir. Devlet, korunmaya muhtaç çocukların topluma kazandırılması için her türlü tedbiri alır. Bu amaçlarla gerekli teşkilat ve tesisleri kurar veya kurdurur.
MADDE 63 – Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır.
Bu varlıklar ve değerlerden özel mülkiyet konusu olanlara getirilecek sınırlamalar ve bu nedenle hak sahiplerine yapılacak yardımlar ve tanınacak muafi yetler kanunla düzenlenir.
MADDE 64 – Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır. (www.tbmm.gov.tr)

Ülkemizde devletçilik ve karma ekonomi eş anlamlı kullanılmıştır. Karma ekonomi, ekonomik faaliyetlerin bir kısmında özel sektörle devlet işletmeciliğinin iş birliği yapması demektir. Bu sistemde devlet bir taraftan sanayi kurup geliştirirken diğer taraftan özel teşebbüse yer vermenin yanı sıra onu destekleyip güçlendirmiştir. Devlet, vatandaşın kişisel ekonomik girişimlerini engellemez, aksine özel sektöre güvenlik ve serbestlik içinde çalışabileceği ortamları hazırlamıştır.

Yorum yapın