Cumhuriyetin İlk Yıllarında Tarım Alanında Gelişmeler

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında, millî ekonominin temelini tarımsal ürünler oluşturmaktaydı.

Ülkemizde tarımsal üretim ilkel koşullarda yapıldığı için istenen verim alınamıyordu. Tarımsal üretimin gelişmesi için özel çaba gösterildi. Tarım alanında üretimi artıracak düzenlemelerin bir an önce başlatılması gerekiyordu.

Atatürk, İzmir Ziraat Bankasında tarım kredilerini incelerken (1931)

1925 yılında cumhuriyet yönetimi, Atatürk’ün “efendi” olarak nitelendirdiği köylünün durumunu iyileştirmek için aşar vergisini kaldırdı. Ziraat Bankasının verdiği kredi miktarlarını artırdı. Çiftçinin ucuz tohum alması için çalışmalar yaptı.

Cumhuriyet Dönemi’nde topraksız köylüye toprak dağıtmak için 1925 yılında bir yasa çıkarıldı. İlk on yılda 1.077.526 dönüm arazi köylüye dağıtıldı. Toprak sahibi olan köylünün tohumluk ve tarım araçları ile ilgili borçları yirmi yıl ertelendi.

Yeni kurulan ve kurulması planlanan fidanlıklar, bağlar ve zeytinliklerden belirli bir süre vergi alınmaması sağlandı. Tohum ıslah (iyileştirme) istasyonları kuruldu. Tarımsal hastalıklarla mücadele başlatıldı. 1930 yılında pirinç ziraatini düzenlemek için altı çeşit pirinç tohumu yurt dışından getirildi ve Orta Anadolu Bölgesi’nde Yonca Tohum Temizleme Kurumu açıldı.

Çiftçiler traktör kullanmaya teşvik edildi ve çiftçilere kredi kolaylıkları sağlandı. İklim şartlarını öğrenmek için yaklaşık yüz yerde meteoroloji istasyonları faaliyete geçirildi. Çiftçinin fazla ürününü alıp depolamak için Toprak Mahsulleri Ofisi kuruldu. Tarım Kredi Kooperatifleri oluşturularak yurdun her yerinde şubeleri açıldı. Böylece tarımla uğraşan çiftçiler, ürettiklerini çok iyi şartlarda değerlendirme imkânına kavuşturuldu. Daha sonra çiftçinin tarım aleti, makine ve kimyasal gübre gereksinimini karşılamak için Türkiye Zirai Donatım Kurumu açıldı.

Ayrıca 1925 yılında çiftçi ailelere bedelini 20 yılda geri ödemeleri karşılığında toprak dağıtımı başlatıldı. Çiftçiler tarım alanlarında makine, iyi tohum ve ilaç kullanmaya özendirildi. Ankara’da Atatürk Orman Çiftliği; Silifke, Tarsus, Dörtyol ve Yalova’da Devlet Üretme Çiftliği gibi örnek çiftlikler kurularak modern tarım yöntemlerinin tanıtılmasına çalışıldı.

Ayrıca, tarımın bilimsel yollarla yapılması için teknik eleman yetiştirmek amacıyla orta ve yüksek düzeyde ziraat okulları açıldı. Cumhuriyet yönetiminin yaptığı bu çalışmalar sayesinde tarım üretiminde önemli artışlar sağlandı. Böylece ülke ekonomisi gelişip güçlendi. Atatürk’ün modern tarımın ve kooperatiflerin önemi ile ilgili aşağıdaki sözlerini okuyalım.

“Tarımda kalkınmayı kolay ve çabuk yapmak için koşullar, çok ilerlemiş ve hazırlanmıştır. Yeni yöntemle ve yeni makineler kullanmakla, iyi örgütlenmeyle yapılacak yardımların hızla ürün vereceğini görüyoruz. Kooperatif örgütleri her yerde sevilmiştir. Kredi ve satış için olduğu kadar, üretim araçlarını öğretip kullandırmak için de kooperatiften yararlanmayı olası buluyoruz.” (Arı İnan, Düşünceleriyle Atatürk, s. 303.)

Gazi Mustafa Kemal, Atatürk Orman Çİftliğinde incelemelerde bulunurken (1929)

Atatürk, çevreye ve doğaya önem veren bir devlet adamı idi. Ankara’nın başkent olması ile birlikte çorak toprakları ağaçlandırarak Atatürk Orman Çiftliğini kurmak için harekete geçti. Atatürk, çevreye olan duyarlılığını göstermek için ilk çalışmasını Ankara’da ortaya koydu. Ankara o tarihlerde bozkırın ortasında, yeşillikten ve sudan yoksun kıraç bir bölgeydi. Yeni devletin başkenti olan Ankara, aynı zamanda ülkemizin örnek kentlerinden biri durumuna gelmeliydi. Bu nedenle çalışmalara hız verildi. Atatürk, bu amacına ulaşmak için gerekli çalışmaları başlattı. Kendi parasıyla aldığı, ortasından demir yolu geçen, o zaman bataklık ve boş bir arazi olan alana Atatürk Orman Çiftliğini kurdu (1925).

Atatürk Orman Çiftliğinin kuruluş amaçları şunlardır:

  • Mustafa Kemal, Atatürk Orman Çiftliğini kurarak tüm Türkiye’ye örnek olmak istemiştir.
  • Yeni bitkiler yetiştirip tarımsal üretimi zenginleştirmeyi amaçlamıştır.
  • Tarımda uygulamayı ön plana çıkararak üretimi artırmayı hedefl emiştir.
  • Ankara’da eğitim ve öğretim veren Ankara Yüksek Ziraat Okuluna girecek öğrencilerin bir yıl çiftliklerde çalışıp uygulamalı bir eğitimden geçerek mezun olmaları planlanmıştır.
  • Ankara halkının hafta sonu ve tatil zamanlarında dinlenip eğlenecekleri bir alanın oluşumu amaçlanmıştır.

Atatürk, doğa ve çevreyle ilgili şunları söylemiştir:

“…Gerek tarım, gerek memleketin varlık ve genel sağlığı konularında önemi kesin olan ormanlarımızı da modern önlemlerle iyi duruma getirmek, genişletmek ve en yüksek faydayı sağlamak da önemli kurallarımızdan biridir.” (www.atam.gov.tr)

Yorum yapın