Bilimsel ve Teknolojik Gelişmeler – Doku Nakli, Canlı Klonlama, Nanoteknoloji, Uzay Çalışmaları …

Küreselleşen dönemde de bilim durağanlık göstermeden ilerlemesini sürdürdü. Özellikle tıp alanındaki gelişmeler, insan yaşamının uzamasını ve daha sağlıklı bir yaşamı beraberinde getirdi.

İlk kez 1954’te gerçekleştirilen organ nakli, dünya genelinde hız kazandı. Bilim adamları, organ bağışı yetersizliğinden dolayı laboratuvar koşullarında doku ve organ üretimi konusuna yöneldiler.

Organ nakli

Bu çalışmaların sonunda klonlama olarak adlandırılan yöntemle bazı hayvanların kopyalanmasında başarı elde edildi. Dünyada ilk kez 1996’da Dolly (Doli) adı verilen koyun kopyalandı. Türkiye’de ise Oyalı adıyla ilk koyun 2007’de kopyalandı. Ancak söz konusu insan olunca, dinsel ve güvenlik nedenlerinden dolayı yasaklama gündeme geldi. Nesli tükenmekte olan canlıların soyunun devam edebilmesini sağlayan kopyalama yöntemi, bilim dünyasının önemli başarılarından biri oldu.

İlk kopyalanan koyun Dolly

Bilimsel alanda en önemli gelişmelerden biri olan nanoteknoloji insanlığın kökten değişimlere hazırlıklı olması gerektiğini şimdiden birçok uygulaması ile göstermektedir.

Nanoteknoloji, atomların ve moleküllerin en küçük birimlerini ifade etmek amacıyla kullanılır. Örneğin nanometre, bir metrenin milyarda biridir. Bu teknolojiyle bir mikrometreden daha küçük ölçüde kontrol edilen ve bu uzunlukta cihazlar üretmek amaçlanmıştır. Bu konudaki girişimler, atom üzerine atom koyarak yeni maddeler oluşturmayı ve mevcut maddelerin molekül yapısını değiştirerek yeni maddeler oluşturma çalışmalarını içermektedir.

Nanoteknoloji

Çok küçük ölçekli pratik araçlar tıp, uzay çalışmaları, elektronik ve tarım gibi yaşamın her alanında kullanılmaktadır. Özellikle tıp alanında kullanılan mikro ölçekli araçlar, kalp ve beyin ameliyatlarında oldukça yararlı olmaktadır. Nanoteknoloji; kendi kendini temizleyen boyalar, kir tutmayan, ütü istemeyen ve bakterileri öldüren kumaşlara kadar birçok alanda önemli gelişmelere yol açtı. Nanoteknoloji ürünü çiplere kitaplar dolusu bilgiler depolanmaya başlandı.

Dünyayı iletişim alanında küçük bir köy hâline getiren gelişmelerin başında İnternet kullanımı gelmektedir. 1990’lardan itibaren yaygınlaşan İnternet, bireysel kullanımdan iş dünyasına, alışverişten haberleşmeye kadar yaşamımızın her alanına girdi.

2012 Nisan’ında gerçekleştirilen Hane Halkı Bilim Teknolojileri Araştırması sonuçlarına göre Türkiye genelinde hanelerin %47.2’si İnternet erişim olanağına sahiptir. İnternet kullanımı, 16-24 yaş grubunda en yüksek orandadır. İnternet’in yanında cep telefonu da yüzyılın son çeyreğinde yaygınlaşan bir diğer iletişim aracı oldu. İlk olarak 1973’te Martin Cooper (Martin Kupır) tarafından üretilmesinden günümüze kadar çok önemli gelişmeler geçiren cep telefonu, gündelik yaşamın vazgeçilmez bir parçası oldu.

Bilgisayar teknolojisinin kullanılmasıyla sinema ve müzik alanlarında önemli gelişmeler yaşandı. Film yapımında bilgisayar teknolojisinin kullanılması elektronik sinemayı ön plana çıkartırken bağımsız sinemayı da canlandırdı. Bu durum, küçük şirketlerin de film yapma olanaklarını arttırarak yenilikçi sinemayı geliştirdi.

CD ve DVD kullanımı, müzik ve sinema sektöründe önemli bir yer tutmaya başladı. Müzikte öncülüğünü Michael Jackson’ın (Maykıl Ceksın) yaptığı, elektronik seslerin kullanıldığı ve görselliğin danslarla zenginleştirildiği müzik türü özellikle genç nesil tarafından yakından takip edildi.

Askerî teknolojide gece görüş yeteneğine sahip cihazlar, hem kara hem de hava savunma ve saldırı sistemlerinde devrim yarattı. Algılama ve uzaktan vurma teknolojisi, sivil kayıpları azaltacak şekilde nokta hedeflere akıllı vuruş sistemi getirdi.

ABD ve SSCB’nin bazen yaptıkları ortak uzay çalışmaları sonucunda önemli aşamalar kaydedildi. Bütün devletlerin uzay araştırmalarında ortaklaşa kullanabileceği bir “uluslararası uzay istasyonu” düşüncesini gerçekleştirmek için 1998’de başlayan çalışma günümüzde tamamlanmış durumdadır. ABD, Rusya, Kanada, Japonya ve Avrupa Uzay Ajansı’nın katılmasıyla oluşan bu istasyon, uygun saatlerde dünyadan bakıldığında çıplak gözle görülebilmektedir. Bu istasyon, mürettebatını 2000’den beri orada bulundurarak uzayda kesintisiz en uzun süre insan bulunduran yer unvanını kazanmıştır.

Uzay araştırmalarında yoğunlaşılan konu, dünya dışında insanoğlunun yaşayabileceği gezegenler olup olmadığıdır. ABD’nin Phoenix (Anka kuşu) adlı uzay aracı 2008’de Mars’a bu amaçla gönderilmiştir.

1990’lar ve 2000’lerde ABD ve Batı Avrupa ülkelerinde “yeşil dostu” politikaların izlenmeye başlanması, tüketim ve yerleşme (konut) alışkanlıklarını da değiştirmeye başlamıştır. Çöpleri geri dönüştürmek dolayısıyla geri dönüşümlü maddelerden eşya ve araçlar yapmak, rüzgâr ve güneş enerjilerinden yararlanmak, doğa dostu çevreye zarar vermeyen kendi kendine yeter konutlar yapmak bu dönemin sayılabilecek birkaç özelliğidir.

Yorum yapın