Beylikler Sanatı | Mimariye ve Süslemeye Getirdiği Yenilikler | Beylikler Dönemi Camileri

a. Beyliklerin Ortaya Çıkışı

Anadolu Beylikleri, Bizans İmparatoru Romanos Diyogenes’in 1071’de Malazgirt’te Sultan Alpaslan’a yenilmesinden sonra gücünü yitirmeye başlayan Bizans toprakları üzerinde kurdukları devletlerdir.

Bir başka deyişle Türkiye Selçuklu Devleti, 1243’te Kösedağı Savaşı’nda Moğollara yenildikten sonra bir daha eski gücüne kavuşamamıştır. Bu süreç sonucunda Anadolu Türk birliği bozulmuş, ortaya yeni beylikler çıkmıştır. Selçuklu Devleti’nin otoritesinden kopan beyler, İlhanlı Devleti’nin 1385 tarihinde yıkılmasıyla Anadolu’da Beylikler Dönemini başlatmıştır.

13. yy sonu ile 15. yy başı arasındaki döneme“Beylikler Dönemi” ve bu dönem içinde oluşturdukları sanata da“Beylikler Sanatı” adı verilmiştir.

Anadolu Selçuklu Devleti yıkıntıları üzerinde kurulan önemli Beylikler ve kuruldukları bölgeler şunlardır:

Karamanoğulları, Orta Anadolu (1256-1487); Menteşoğulları, Milas, Muğla (1261-1424); İnançoğulları, Denizli ve çevresi (1261-1424); Sahip Ataoğulları , Afyonkarahisar ve çevresi (1275-1342); Pervaneoğulları, Sinop ve çevresi (1247-1322); Çobanoğulları, Kastamonu (1277-1309); Germiyanoğulları, Kütahya (1299-1429); Osmanoğulları, Bilecik ve Bursa (1299-1318); Hamidoğulları, İsparta ve Antalya çevresi (1300-1423); Karesioğulları, Balıkesir (13041360); Aydınoğulları, Aydın ve çevresi (1308-1426); Candaroğulları, Kastamonu ve Sinop çevresi (1309-1461); Saruhanoğulları, Manisa (1313-1410); Dulkadiroğulları, Meraş ve Elbistan (1337-1515); Ramazanoğulları, Adana (1353-1608).

b. Beyliklerin Mimariye ve Süslemeye Getirdiği Yenilikler

Beylikler Döneminde kendi bölgelerinde yöresel gereksinimlerini karşılayacak yapılar inşa edilmiştir. Beylikler Dönemi sanatı, Anadolu Selçuklu sanatı ile Osmanlı sanatı arasında bir geçiş dönemi olarak tanımlanmaktadır. Beylikler Döneminin getirdiği mimari yenilikleri şöyle özetlemek mümkündür:

Anadolu Selçuklu camileri mekân bütünlüğü olmayan çok sütunlu ulu camilerdir. Beylikler Döneminde mekân sorunu ele alınmış; cami etrafındaki diğer yapılardan ayrılarak son cemaat yeri bulunan, tek kubbe ile örtülü, mekânı kubbeli yapılara yönelinmiştir. Tonozlar yerini kubbeli yapılara bırakmıştır.

Anadolu Selçuklu camilerinde avlu olsa bile revaklı değildir. Beylikler Döneminde revaklı avlunun cami ile birlikte yapılmaya başlandığı görülür. Selçuklu camilerinde rastlanmayan son cemaat yeri ilk kez Beylikler Döneminde yapılan cami  ve mescitlerde karşımıza çıkmaktadır.

Selçuklu eserlerinde portaller taş işçiliğinin süslü ve en güzel örneklerini oluştururken Beylikler Döneminde sade bir yapıya kavuşturulmuştur. Yapı duvarlarına ve kubbe kasnağına açılan pencereler sayesinde, yapılara hareketlilik kazandırılmıştır. Yapıların ana cepheleri levhalarla kaplanmış, ayrıca son cemaat yerinde minber ve pencerelerde de mermer kullanılmıştır.

Beylikler Döneminde Anadolu Selçuklularının önem verdiği ön cephe duvarlarını ve iç mekân süslemelerini yapının yan ve arka duvarlarına da taşıyarak bütün bölümlerde karşımıza çıkan bir dekorasyon anlayışı geliştirmişlerdir. Taş, çini, cem ve ahşap işçiliği ile süslemelerine daha çok özen gösterilmiştir. Değişik alanlarda kullanılan ağaç işçiliğinin yanı sıra cam işçiliği ve sedef kakmacılık da öne çıkmıştır.

Beylikler Dönemi Camileri:

Plan gelişimlerine göre yedi grupta toplanan Anadolu Beylikleri cami tipleri ve önemli sayılan örnekleri şunlardır:

1. Eş Değerde Çok Üniteli Camiler:

Kûfe tipinin daha gelişmiş bir şekli olan bu grup içinde yer alan camiler, kubbelerle örtülü ve birbirine eş değerde mekanlardan oluşmuştur. Daha çok Akkoyunlu ve Karakoyunlu camilerinde ve erken dönem Osmanlı mimarisinde görülmektedir. Avlusuz olan bu grup içindeki camiler arasında Antalya Yivli Minare Camisi, Ermenek Meydan Camisi, Edirne Eski Camisi ve Amasya Saraçhane Camisi bulunmaktadır.

Antalya Yivli Minare Camisi (1373): Antalya  Kaleiçi semtindeki cami kubbeyle örtülü çok ayaklı camilerin Antalya’daki en eski örneğidir. Enine dikdörtgen planlı cami altı kubbe ve yapıyı enine geçen bir beşik tonozla örtülüdür. Kubbelerin üstü kiremitle kaplıdır.

Camiye adını veren yivli minare, Selçuklu Sultan Alaeddin Keykubat Döneminde yapılan daha eski bir camiden kalmadır. Yarım silindir biçimindeki gövdesi aralarında firuze çiniler bulunan kırmızı tuğlalarla süslüdür. (Resim 02.51 )

Resim. 02.51: Antalya Yivli Minare Camisi

2. Planlı Camiler:

Beylikler Döneminde fazla yaygın olmayan bu tipte camilerin enine sahınları mihraba doğru dikine kesen bir sahından oluşmaktadır.

Selçuklu İsa Bey Camisi (1375): Beylikler Döneminde bu tipin ilk anıtsal örneği Selçuk’taki îsa Bey Camisi’dir. İsa Bey’in Ali İbn El Dımışki’ye yaptırttığı cami, mihrap ekseninde iki kubbeli, enine çift sahınlı ve avlu etrafı revaklarla çevrilidir.

Kesme taştan inşa edilen caminin oldukça sade görünümlü cephesine az sayıda pencere yerleştirilmiştir. Pencereler, mukarnas; renkli, taş kaplama ve geçmelerden oluşan son derece zengin süslemelere sahiptir.

İsa Bey Camisi, planı ve süslemelerindeki zenginlikler Türk mimarisi içinde farklı bir konumdadır. Planı Şam Emeviye Camisi’ni çağrıştırmakta, renkli taş süslemeler de Zengi ve Memlük dönemi eserlerinden izler taşımaktadır.

Üç taraflı revaklı avlusu, Osmanlı öncesi dönemde görülen ilk örneklerden olan İsa Bey Camisi, iki minaresi ile de Beylikler Döneminin az rastlanan yapılarından biridir. (Resim 02.52)

Resim. 02.52 Selçuk İsa Bey Camisi

3. Ters T Planlı (Zaviyeli) Camiler:

Eyvanlı olarak da adlandırılan bu yapılar Beylikler Döneminin en gelişmiş ve yaygın cami tipidir. Ortada yer alan dikdörtgen şeklinde ana mekân ve buraya açılan mekânlardan meydana gelmiştir.

Milas Firuz Bey Camisi (1394): Ters T planlı yapı nın mihrap önü kubbesi, yapının ana eyvanı yerine geçen orta mekân ise çift kubbelidir. (Plan ) Payeler üzerine beş sivri kemerle bütün kuzey cephesini kaplayan son cemaat yeri, orta bölümde bir kubbe ve birer tonozla örtülmüştür.

Değişik kemer ve söveli pencereleriyle cami dıştan gri, yeşil, sarı, mor damarlı ve benekli mermerlerle kaplanmış, zengin mukarnaslı pencereler renkli kama taşı geçmelerle süslenmiştir. Camının portali mukarnas bordürlü ve renkli kilit taşları ile süslüdür. (Resim 02.53) Firuz Bey Camisi, plan ve mimari yönünden gösterdiği yeniliklerle 14. yüzyıl sonundaki Erken Osmanlı camilerini etkilemiş bir mimari eserdir.

Resim. 02.53 Milas Firuz Bey Camisi

4. Tek Kubbeli Camiler:

Cemaati tek bir mekân altında toplamak için merkezi kubbeleri büyük ve geliştirilmiş camilerdir. Bu tip yapılarda merkezi kubbe yapıya egemendir.

Balat İlyas Bey Camisi: Menteşoğullarından İlyas Bey tarafından yaptırılmıştır. Cami, tuğla kubbeyle örtülü, kare planlı bir yapıdır.. Tek kubbeli merkezi planlı yapıların önemli örnekleri arasındaki caminin son cemaat yeri yoktur.

Eyvan şekilli bir taç kapıdan girilen caminin kubbe geçişleri, içleri istiridye kabuğu, üçgen ve mukarnaslarla süslü iri tromplarla sağlanmıştır.

İlyas Bey Camisi, zengin taş süslemeleri ile dikkati çeker. Taç kapı, mihrap ve tüm pencere alınlıklarında bitkisel ve geometrik süslemelere yer verilmiştir.

Resim. 02.54: Balat İlyas Bey Camisi

İçi ve dışı mermerle kaplı cami sade bir güzellik taşımaktadır. (Resim 02.54). Ayrıca yapının özgün çatı örtüsünün bakır olduğu bilinmektedir. Böylece Türk mimarlığında metal çatı örtüsü kullanımının da ilk örneğidir. Bu teknik Osmanlı Dönemi’nde geliştirilerek kurşun çatı örtüsü biçiminde yüzyıllarca kullanılmıştır.

Duvar ve kubbesinden açılan pencerelerle aydınlatılan caminin mihrabı taş işçiliğinin mükemmel örnekleri arasındadır.

3. Kûfe Planlı Camiler:

Enine planlı, avlulu veya avlusuz olan bu camilerin orta sahınları eşit aralıklarla sıralanmış sütunlarıyla yan sahınlara bölünmüştür.

Anadolu Selçuklu geleneğini sürdüren Karamanoğlu Beyliği Döneminde yapılan Ermenek Ulu Camisi, Ramazanoğulları Dönemine ait Adana Ulu Camisi ve Tarsus Ulu Camisi kûfe planlı camilerdir.

Adana Ulu Camisi (1541): Ramazanoğulları Dönemi’nde yaptırılan eser; cami, mescit, türbe gibi yapılardan oluşan bir külliyedir. Dikkat çekici yapı kûfe planlıdır. İki sahna bölünmüş ana mekana geçiş mukarnaslar ile süslü iri tromplarla sağlanmıştır.

4. Bazilikal Planlı Camiler:

Mihraba dik ve uzunlamasına sahınları ile Türkiye Selçuklu Dönemi’nin bazilika planlı camilerini akla getirirler. Beylikler Döneminde bu cami tipi orta sahın daha geniş, yüksek ya da kubbeyle örtülü bulunmaktadır.

Birgi Ulu Camisi (1312): Kare planlı Birgi Ulu Camisi’ni Aydınoğlu  Mehmet  Bey inşa ettirmiştir. Mehmet Bey’in türbesi cami ile aynı avlu içinde yer almaktadır.

Birgi Ulu Camisi, Anadolu’da sıkça karşılaşılan mihrap önü mekânı kubbeyle örtülmüş beş sahınlı bazilikal bir yapıdır. Orta sahın yan sahınlardan daha geniş ve yüksektir. Mihrap, patlıcan moru ve firuze renkli çinilerle süslüdür. Birgi Ulu Camisi bir erken dönem yapısı oluşu nedeniyle beş sahınlı plan düzeni ve mihrap önü kubbesiyle Anadolu Selçuklu geleneğini izleyen bir eserdir. Yapıda moloz, kesme taş, mermer ve tuğla malzeme kullanılmıştır. Taç kapısı mermerdendir. Kübik bir kaide üzerinde tuğladan silindirik minaresinde tuğla, çini ve mozaik süslemeler dikkat çekicidir.

Birgi Ulu Camisi’nin minberi ve pencere kanatları 14. yüzyıl ahşap işçiliğinin önemli örneklerindendir. Ceviz ağacından kündekâri tekniği ile yapılmış minber, yoğun bir süsleme içermektedir. Yapının ceviz ağacından pencere kanatları bitkisel ve geometrik kompozisyonlarla süslenmiştir.

5. Merkezi Kubbeli Camiler:

Cemaati tek bir mekân altında bir araya getirmek amacıyla geliştirilmiş cami tipleridir. Yan mekânları merkeze bağlayan yarım kubbelerle beraber bir bütünlük oluşturmuştur. Osmanlılar Döneminde bu plan tipi daha da geliştirilmiş biçimiyle kullanılmıştır.

Mut Lal Ağa Camisi (1444): Merkezi kubbeli camilerin en erken örneği sayılan Mut Lal Ağa Camisi, Karamanoğulları Döneminde inşa edilmiştir.

Cami kesme taştan kare planlı olup üzeri kubbe ile örtülmüştür. Yapının önünde  beş  bölümlü son cemaat yeri bulunmaktadır. İbadet mekanını örten kubbe tromplu olup dıştan bir kasnak üzerine oturtulmuştur. Caminin yanında son cemaat yerine bitişik, kesme taştan yuvarlak gövdeli, tek şerefeli bir minare yer almaktadır. (Resim 02.55) İki sıra pencerelerin tümü sivri kemerlidir. Minber ve mihrabı taştandır. Camideki kalem işleri, son dönemde yapılmıştır.

Resim. 02.55: Mut Lâl Ağa Camisi

Yorum yapın