Atatürk ve Spor

Atatürk, sanat alanında olduğu gibi spor alanında da yapılan çalışmaları teşvik etmiş ve özendirmiştir.

Sporun toplum tarafından sevilmesi için gerekli çalışmaları başlatmıştır. Atatürk, bütün spor dallarının ülkemizde de yaygınlaşması için gerekli çalışmaların başlatılmasını istemiştir.Bu doğrultuda “Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı” adı ile 1922 yılında yeni bir teşkilatın kurulması kararlaştırılmıştır. Bu tarihten sonra devlet, spor ve spor faaliyetlerini desteklemeye başlamıştır.

Atatürk, çok sevdiği “Sakarya” isimli atıyla (Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi-Ankara)

Atatürk’ün sporla ilgili sözlerini okuyalım.

“Spor, yalnız beden yeteneğinin bir üstünlüğü sayılamaz. Kavrama ve zekâ, ahlak da bu işe yardım eder. Zekâ ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zekâ ve kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben, sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim.” (Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri, s. 410 – 411.)

Atatürk, Türk sporcularının, dünyanın en eski spor yarışmalarından biri olan olimpiyatlara katılmasını teşvik etmiştir. Bu alanda düzenlenen yarışmalara ilk defa 1924 yılında Türkiye’den de sporcular katılmıştır. Paris Olimpiyatları adıyla bilinen bu yarışmalarda Türk sporcuları atletizm, bisiklet, eskrim, futbol, güreş ve halter dallarında yarışarak dünya spor ve sporcularını yakından tanıma imkânını elde etmişlerdir.

Atatürk, ülke genelinde sporun yaygınlaşması amacıyla 1927 yılında Çapa Muallim Mektebine bağlı Beden Eğitimi Bölümünün açılmasını sağlamıştır. Daha sonra spor alanında önemli hizmetler veren Gazi Eğitim Enstitüsü bünyesinde faaliyetler gösteren Beden Eğitimi Bölümü kurularak ülkemizin ihtiyacı olan beden eğitimi öğretmenlerinin yetiştirilmesi sağlanmıştır.

Atatürk, bütün spor dallarını desteklemesine rağmen ata sporumuz olan atlı sporlara daha çok ilgi duymuştur. Kendisi de iyi bir at binicisi olan Atatürk, çevresindekileri de bu sporu yapmaları için teşvik etmiştir. Bu alandaki sporcuları destekleyerek Türk at biniciliğinin gelişmesine yardımcı olmuş ve zaman zaman at yarışlarını izlemiştir.

Yine bir ata sporumuz olan güreşi çok seven Atatürk, yakın arkadaşı Nuri Conker’le zaman zaman güreş tutmuştur. Görev yaptığı karargâhlarda ve Çankaya Köşkü’nün bahçesinde askerlerin güreş tutmalarını sağlayarak onları saatlerce izlemiştir. Türk güreş tarihinde önemli bir yeri olan Kurtdereli Mehmet Pehlivan’a gönderdiği tebrik mektubunu okuyalım.

     “Kurtdereli Mehmet Pehlivan,
     Seni cihanda büyük ün almış bir Türk pehlivanı tanıdım. Parlak muvaffakiyetlerinin sırrını şu sözlerle izah ettiğini de öğrendim: ‘Ben her güreşte arkamda Türk milletinin bulunduğunu ve milletin şerefi ni düşünürüm.’
     Bu dediğini en az yaptıkların kadar beğendim. Onun için senin bu değerli sözünü, Türk sporcularına bir meslek düsturu olarak kaydediyorum. Bununla, senden ve sözlerinden ne kadar çok memnun olduğumu anlarsın.” (Afet İnan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, s. 219.)

Yorum yapın