Algı üzerinde dış ve iç etmenler etkilidir. Dış etmenler, fiziksel ve toplumsal çevrede bulunan ve bizi etkileyen uyarıcılardır. İç etmenlerse dışarıdan gelen ve duyusal verileri işleyiş tarzımızla ilgili olan psikolojik süreçlerdir.
Dış etmenler: Tüm yaşamımız, bir zaman ve uzay ortamı içinde oluşur. Bu ortamda bulunan çeşitli uyarıcılar nesnelerin algılanışını etkiler. Böylece nesneler olduklarından farklı biçimde algılanabilir.
İçinde yaşadığımız toplumsal çevre, bu çevredeki değişiklikler ve kültür de algılar üzerinde etkilidir. Örneğin elle bulaşık yıkamaya alışkın bir kişi, işini son derece kolaylaştıracak olan bulaşık makinesini lüks ve gereksiz bir alet olarak algılayabilir.
İç etmenler: İnsan zihninin genelleme, tamamlama, çevreden ve gözün yapısından gelen etkenleri birleştirip algılanma ve değerlendirebilme özelliği, geçmiş yaşantılar, kişilik ve beklenti farklılıkları, ihtiyaç ve güdüler algıyı yakından etkiler. Örneğin botanik bahçesini gezen bahçe tasarımcı hemen bütün bitki çeşitlerini algılar. Mağaza vitrinine bakan kız ve erkekler farklı şeyler algılarlar. Aç bir insan yemek kokularını hemen algılar.
Algı üzerinde dikkatin de rolü vardır. Şiddetli, büyük, aniden ortaya çıkan, hareket eden, yinelenen, birey için önemli olan uyarıcılar dikkati çeker ve öncelikle algılanır. Örneğin birey birini arıyorsa kalabalıkta onu öncelikle algılar. Bunda algının seçicilik özelliğinin de rolü vardır.