20. Yüzyılın Başlarında Osmanlı Devleti’nin Siyasal Durumu

On dokuzuncu yüzyıl, Osmanlı topraklarında birçok alanda değişimin yaşandığı bir dönemdi.

Bu yüzyıldaki değişim ve gelişmelerin etkisi yirminci yüzyılın ilk yarısında da görüldü. Bu etkiler sonucunda yaşanan olaylar Osmanlı Devleti’nin de geleceğini belirlemişti.

On dokuzuncu yüzyılın sonlarında ve yirminci yüzyılın başlarında yabancı devletler, Osmanlı ülkesindeki azınlıkların devlet otoritesine karşı isyan etmelerine ve iç barışın bozulmasına neden oldu. Bu duruma son vermek isteyen Osmanlı aydınları tarafından önce Osmanlıcılık; ardından İslamcılık, Turancılık,Türkçülük ve Batıcılık gibi fikir akımları ortaya atıldı.

Osmanlı aydınları, Batılı devletlerin iç işlerimize müdahale etmelerini engellemek için çeşitli çalışmalar başlattılar. Bir kısım aydın tarafından İttihat ve Terakki Cemiyeti kuruldu. Bu cemiyetin yoğun siyasal faaliyetleri sonucunda 1908 yılında II. Meşrutiyet ilan edildi. Ancak Meşrutiyet’in ilanı ve Osmanlı Mebusan Meclisinin açılmasına karşı İstanbul’da bir isyan başladı (13 Nisan 1909). Bu ayaklanmaya “31 Mart Olayı” adı verildi. Edirne ve Selanik’teki askerî kuvvetlerden bir “Hareket Ordusu” oluşturuldu. Bu ordunun kurmay başkanlarından biri de Mustafa Kemal idi. Hareket Ordusu İstanbul’a gelerek kısa sürede ayaklanmayı bastırdı ve daha sonra II. Abdülhamit’i tahttan indirdi.

Siyasal birliğini tamamlayan İtalya, gelişen ekonomisi için ham madde gereksinimini karşılamak ve ürettiği mallara pazar bulmak amacıylaTrablusgarp’ı işgal etmişti. Osmanlı Devleti bu işgale karşı aralarında Mustafa Kemal’in de bulunduğu gönüllülerden oluşan bir askerî birliği Trablusgarp’a gönderdi. Mustafa Kemal ve arkadaşları İtalyanlara karşı bu topraklarda önemli başarılar kazandılar.

Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu ekonomik ve askerî durumdan yararlanmak isteyen Bulgaristan, Sırbistan, Yunanistan ve Karadağ birleşerek Osmanlı Devleti’ne karşı savaş ilan etti. Kısa süre sonra Midye-Enez çizgisinin batısında kalan Osmanlı toprakları Balkan devletlerinin eline geçti. Osmanlı topraklarını kendi aralarında paylaşamayan Balkan devletleri birbirleriyle savaşmaya başladılar. Böylece II. Balkan Savaşı’nın çıkmasına neden oldular.

Bu durumdan yararlanan Osmanlı Devleti askerî bir harekât düzenleyip Midye- Enez hattının batısına geçerek Kırklareli ve Edirne’yi geri almayı başardı. Ancak arka arkaya yapılan savaşlar sonucunda Balkanlardaki Osmanlı egemenliği sona erdi.

Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal (1913)

Yorum yapın