1980 Sonrası Türkiye’de Ekonomi Alanında Gelişmeler

1980 sonrası Türkiye ekonomisinde belirleyici olan 24 Ocak 1980 Ekonomik Kararları oldu.

IMF’nin desteklediği bu kararlar, askerî yönetimin gelmesiyle kurulan yeni hükûmet ve 1983’ten sonra kurulan Turgut Özal hükûmetleri tarafından uygulanmıştır.

Bu kararlara göre enflasyonu düşürmek, ödemeler dengesini düzeltmek ve en önemlisi de serbest piyasa ekonomisine geçerek ihracata yönelik üretimi gerçekleştirmek amaçlanmıştı. İhracatı arttırmak için özel sektöre düşük faizli krediler verildi, vergi iadesinde ve döviz bulmada kolaylıklar sağlandı.

Diğer taraftan aynı kararlar ücretlerin düşürülmesini ve iç talebin azaltılmasını gerekli kılıyordu. Bu nedenle 24 Ocak Kararları çalışan kesimler açısından olumsuz sonuçlara yol açtı. Yaşanan krizler ve artan kamu harcamaları, 24 Ocak programından beklenen sonuçların elde edilmesini önlese de 1980’lerin sonunda ülkeye yabancı sermaye girişi ve yapılan ihracat Tablo 5.11’de görüldüğü gibi artmıştır.

Tablo 5.11: Türkiye’nin Dış Ticareti

Ancak bunlara karşın Türkiye’nin en büyük sıkıntılarından olan dış borç ve dış ticaret açığı kapatılamamıştır. 1980’de 20 milyar dolar olan dış borç stoku; 2000’e gelindiğinde 115 milyar, 2004’te 161 milyar dolara ulaşmıştır. 1994, 1997, 1998 ve 2001 ekonomik krizleri Türkiye ekonomisini olumsuz etkilemiş, bu durumu aşmak için IMF ile antlaşmalar imzalanmıştır. Türkiye, 2008 ekonomik krizinden etkilenmesine karşın IMF ile antlaşmasını yenilememiş, 14 Mayıs 2013’te IMF’ye olan borçlarını ödeyerek bitirmiştir.

Yıllar İtibariyle TÜFE Bazında Enflasyon Oranları (1980-2010)

1980’lerde başlayan Katma Değer Vergisi (KDV) uygulaması ile, yapılan alışverişin fiş ya da faturası alınarak ekonomi kayıt altına alınmaya çalışılıyordu.

1980’lerde serbest piyasa ekonomisinin gereklerinden biri olan devletin ekonomi üzerindeki varlığını azaltmak için özelleştirmeler yapıldı. 1994’te Özelleştirme Yüksek Kurulu ve Başbakanlığa bağlı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı kuruldu. Tablo 5.12’de görüldüğü gibi özelleştirmelerden önemli kazanç sağlandı.

Yabancı sermayenin Türkiye’de özelleştirmelere katılması için kolaylıklar sağlandı. Türkiye’de 2010’lara gelindiğinde ihracatın artması ve turizm gelirleriyle döviz ihtiyacı büyük ölçüde karşılanır oldu. Türkiye sanayi üretiminde de hızla gelişti.

2010’lara gelindiğinde sanayi ürünlerinin ihracattaki oranı %90’ları aştı, Türk ekonomisi, dünyanın en büyük 20 ekonomisi (G-20) arasında yerini aldı. Türkiye ekonomisinde önemli bir yeri olan Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ile bölge halkının yaşam standartlarının yükseltilmesi amaçlanmıştır.

Tablo 5.13: GAP Bölgesi Toplam Yatırım ve İstihdam
Durumuna Göre Değişimi

GAP kapsamında Tablo 5.13’te görüldüğü gibi yatırımlar yapılmakta ve önemli konulardan biri olan istihdam sorunu da aşılmaya çalışılmaktadır. Irak ve Suriye ile yaşanan su sorunu nedeniyle kredi alınamadığı için öz kaynaklar ile yapılan GAP, klasik anlamda tamamlanmışsa da GAP’ı ileriye taşımak için 2014-2018 GAP Eylem Planı hazırlanmıştır.

GAP’tan bir görünüm

Yorum yapın