19. ve 20. Yüzyıl Türk Heykel ve Resim Sanatına Genel Bakış Özet

Batılılaşma hareketlerinin başladığı 18. yüzyılda yapıların planlarında değişiklik görülmez.

II. Meşrutiyet’in ilânından sonra (1908) Selçuklu ve Osmanlı yapı ve süs unsurlarının ön plana çıktığı yapı üslubu, mimaride Neoklasik Dönemin başlangıcıdır.

Cumhuriyetin ilk dönem yapılarında cephelerde Selçuklu ve Osmanlıların kullandığı mimarlık ögeleri, Batılı mimari özelliklerle birleştirilerek kullanılmıştır. Bu dönemin gözde dekorasyon malzemesi çinidir.

Birinci Ulusal Mimarlık sanatçıları; Ali Talat Bey, Mimar Kemalettin, Mimar Vedat Tek, Arif Hikmet Koyunoğlu’dur. Bu dönemde yurdumuzda çalışıp eser veren yabancı mimarlar arasında Clemens Holzmeister, Ernst Egli, Bruno Tauto yer almaktadır.

Türk mimarlığında 1940-1950 yılları arası II. Ulusal Mimarlık Dönemi olarak adlandırılır. Bu dönemde kesme taş malzemenin kullanıldığı simetrik, anıtsal boyutlu, Selçuklu ve Osmanlı etkileri taşıyan ağırlıklı olarak sivil mimari örnekleri inşa edilmiştir. Bu dönemin özelliklerini taşıyan en önemli yapı, modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk için yapılan Anıtkabir’dir.

1960 yılından sonra köyden şehre göç olgusu, konut açığını ortaya çıkarmış; toplu konut tasarımları, gecekondu önleme bölgeleri gibi mimariyi yönlendirici çalışmalar, yeni yapı malzemeleri ile yöntemler ve teknoloji alanındaki ilerlemeler mimarinin gelişmesinde etkili olmuştur. Bu dönemde birçok üniversite inşa edilmiştir.

Ülkemizde heykel sanatına yönelik eğitim çalışmaları Sanayi-i Nefise Mektebinde başlamıştır. Cumhuriyet Dönemi sanatçıları arasında Tamer Başoğlu, Hamit Görele, Sabiha Bengütaş, İlhan Koman gibi adlar yer alır.

Minyatür, 18. yüzyıl ortalarından başlayarak yerini resim sanatına bırakma  ya başlamıştır. Bu dönemde Osmanlı toplum hayatını merak edip İstanbul’a gelen Avrupalı sanatçıların eserleri etkili olmuştur. Mühendishane-i Berri Hümayun adlı askerî okulda resim dersi programa alınmıştır. Sultan Abdülaziz’in Avrupa ülkelerine gönderdiği ilk sanatçılar, aldıkları eğitim ile eserler vermişlerdir. Özellikle Şeker Ahmet Paşa, Süleyman Seyyid Bey ve Osman Hamdi Bey Türk resim sanatının yolunu açmışlardır.

1908’de kurulan Osmanlı Ressamlar Cemiyeti, 1916 yılından başlayarak resim sergileri açar. 1914 ve Çallı Kuşağı adı ile tanınan bu ressamlar arasında Feyhaman Duran, İbrahim Çallı, Hüseyin Avni Lifij, Hikmet Onat, Sami Yetik ve Namık İsmail gibi önemli isimler vardır.

Müstakil Ressam ve Heykeltıraşlar Birliği, Cumhuriyet Döneminin ilk sanatçı topluluğudur. 1929 yılında çalışmalarına başlayan kurucular içinde refik Epikman, Nurullah Berk, Cevat Dereli, Mahmut Cüda, Ali Avni Çelebi ve Hale Asaf vardır.

1933 yılında daha önce açılan karma sergilere katılan Zeki Faik İzler, Nurullah Berk, elif Naci, Cemal Tollu, Sabri Berker ve Abidin Dino“D Grubu” adını verdikleri bir sanatçı birliği kurmuşlardır. Amaçları kübist bir anlayışla resimde deseni ön plana çıkarmaktır.

Yeniler Grubu, 1940’lı yıllardaki sorunları resimlerine konu olarak seçmişlerdir. Yeniler Grubu Turgut Atalay Güneri, Nuri İyem, Abidin Dino, Haşmet Akan, Avni Arbaş’tan oluşmuştur.

Çağdaşresimsanatınafolkloriközelliklerkazandıran Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun öğrencileri“Onlar” adını verdikleri bir grup oluşturarak 1950’li yıllarda düzenledikleri sergilerde köy yaşamından seçilmiş figürleri, doğal çevreleri içinde göstermişlerdir. Bu akımın önemli sanatçıları Nedim Günsür, Turan Erol, Nevin Çokay, Mehmet Pesen, Mustafa Esirkuş, Leyla Gamsız ve Orhan Peker’dir.

1940’lı yıllarda toplumsal konuları işleyen Türk sanatçılar, 1950’den sonra soyut sanatı benimseyerek geleneksel Türk el sanatlarını modernize eden bir anlayışla eserler meydana getirmişlerdir. Adnan Çoker, Lütfü Güney, Nuri İyem, Ferruh Başağa, Sabri Berkel bu akımın öncü ressamları arasında yer almışlardır.

1960’tan sonra soyut sanattan figüratif anlayışa dönüş başlamıştır. Kırsal ve kent yaşamından sahneleri gerçekçi bir bakış açısıyla işleyen ressamlar arasında Orhan Peker, Yüksel Arslan, Cihat Burak gibi isimler yer almıştır.

Yorum yapın